HUKUK-POSTASI-2019-metin

18 HUKUK POSTASI 2019 TTK m. 371/7 Hükmüne İlişkin Eleştiriler Yeni TTK’nın genel prensibi işlem güvenliğini ve şirketle hukuki ilişkide olan üçüncü kişileri korumaktır, bu nedenle, şirket temsilci- lerinin yetkilerinin sınırlandırılması olabildiğince dar tutulmuş, sınır- landırma yalnızca temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerin özgülenmesi veya birlikte imza olmak üzere iki durumla sınırlı bırakılmıştır. Hâlbuki TTK m. 371/7 hükmü ile işlemin konusu veya tutarı gibi hususlarda sınırlandırma yapılması mümkün hale getiril- miştir 8 . Bu nedenle, anılan hüküm doktrinde kanunun genel prensibine aykırı bir rejim benimsediği gerekçesiyle oldukça eleştirilmektedir. Şunu da belirtmekte fayda var ki, miktar veya konu gibi sınırlan- dırmalar içeren yetkiler daha önce de bazı ticaret sicilleri tarafından uygulamada tescil ediliyordu. Fakat doktrin ve yargı kararlarında ka- bul edildiği üzere, birlikte imza ve şube işlemleri dışında kalan temsil yetkisi sınırlandırmaları tescil edilmiş olsa bile iyiniyetli üçüncü kişi- lere karşı ileri sürülemiyordu. TTK m. 371/7 hükmü, uygulamadaki bu tescilleri hukuka uygun hale getirmiştir. Sonuç Temsil yetkisinin devri, iş hacmi büyük anonim şirketlerdeki işleyişi kolaylaştırmak için bir gereklilik haline geldi. TTK da bu ge- rekliliğe uyumlu bir şekilde temsil yetkisinin devrini düzenlemektedir. Hatta 6552 Sayılı Kanun ile gelen 371/7 hükmü ile bu uyumluluğu bir adım ileriye götürmüş, adeta pratikte işleyişi kanunlaştırma yoluna gitmiştir. Bu durum doktrinde oldukça eleştirilmekte olup, TTK’nın şirketle hukuki ilişki içerisinde olan üçüncü kişileri korumaya yönelik genel prensibinden sıyrıldığı ileri sürülmektedir. 8 Yanlı / Okutan Nilsson , s. 8.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=