Hukuk-Postasi-2016
47 TİCARET HUKUKU Diğer bir görüşe göre, öncelik ve önalım haklarında paysahibi- nin paylarını satmak istemesi halinde, belirli şartları yerine getirmek zorunda olması nedeniyle paysahibine ek edim yüklemektedir. Ayrıca alım, satım hakları ve yukarıda bahsi geçen diğer opsiyonlar paysa- hibine iradesi dışında alma ve satma zorunluluğu doğurduğundan tek borç ilkesine aykırı düşmektedir ve esas sözleşme ile bağlayıcı olarak düzenlenemez. Bu görüşlerin dışında bir diğer görüş de, hakkın kullanılmasından doğan borçların, incelemesiz olarak tek borç ilkesine aykırı olduğu ve esas sözleşmeye yazılması halinde geçersiz olacağı görüşünün olduk- ça katı bir değerlendirme olacağıdır. Esas sözleşme ile tanınmış olan hakkın, TTK m. 480’in öngörülme amacına aykırı düşüp düşmediği her bir durum için ayrı ayrı incelenmelidir 15 . Kanaatimizce öncelik hakkı ve önalım hakkı, paysahibinin sa- tım iradesinin bulunması ve satım şartlarında söz sahibi olabilmesi sebebiyle TTK m. 480’de düzenlenen anlamda bir ek edim olarak nitelendirilmemelidir. Ayrıca TTK m. 480’de düzenlenen tek borç ilkesi, ortaklık ve paysahibi ilişkisi açısından düzenlenen bir ilke olup, paysahibinin ortaklığa olan borcunu hüküm altına almaktadır. Oysaki bahsi geçen hak ve opsiyonlar paylar üzerinde tanınmış olsa da paysa- hiplerinin kendi aralarındaki ilişkiyi düzenlemektedir. Bu nedenle tek borç ilkesine aykırı sayılmaması gerektiği sonucuna varılabilir. Yukarıdaki tespitlerin yanında, esas sözleşmenin ortaklığın örgü- tünü, işleyişini, organların yetki ve görevlerini düzenleyen, kısacası ortaklığın temel düzenini oluşturan soyut ve genel hükümler, esas sözleşmenin gerçek, korporatif, maddi hükümlerini oluşturur. Bunun yanında, anılan amaçlara hizmet etmeyen ve bir borç sözleşmesi hükmünde olan ve ancak şeklen esas sözleşmenin içinde yer alan hü- kümlere ise gerçek olmayan, korporatif olmayan, şekli esas sözleşme hükümleri denilmektedir. Söz konusu opsiyon ve haklar esas sözleşme hükümleri sadece bir borç sözleşmesi yaratması sebebiyle, ancak ta- raflar ve onların hukuki halefleri arasında hüküm doğurmaktadırlar. Dolayısıyla bu hükümlerin, anonim ortaklığın tüzel kişilik kazanması ile objektif hukuk kuralı niteliğini kazanması ve TTK 38 ve 39’uncu 15 Tekinalp s. 162.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTk2OTI2