Elektrik Dağıtım Sektör Raporu

31.12.2021 Mert Karamustafaoğlu
% 0

1. Giriş

Tarihsel süreçteki örneklere bakıldığı zaman birçok devlet, elektrik tedarikinin kritik önemde ve kamu hizmeti niteliğinde bir piyasa olması sebebiyle, adil fiyatı ve kaliteyi sağlamak için söz konusu hizmeti doğrudan iktisadi devlet teşekkülleri ve benzeri kurumlar eliyle sağlamayı tercih etmiştir. Ancak zamanla bu durum, kamu yönetiminin düşük verimli yöntemlerinden dolayı verimsizliklerin ortaya çıkmasına neden olmuş ve devletlere aşırı yük getirmiştir. Bunun yanında, şebeke ekonomilerinin temel bir özelliği olan rekabet eksikliği, elektrik tedarik zincirinin yüksek verim potansiyelinden yararlanılamamasına neden olmuştur. Anılan sorunlarla mücadele edebilmek adına devletler elektrik hizmetlerini özelleştirme ve serbestleştirme yoluna gitmiştir. Elektrik dağıtım şebekelerinin akıbeti ise bu liberalleşmeye geçişin en çok tartışılan yönlerinden biri olmuştur.

Elektrik tedarik zincirinin çeşitli kademelerinin rekabete açılması, diğer bir deyişle ilave üretici ve perakende tedarikçilerin denkleme girmesine izin verilmesi, elektrik piyasasında hareketliliğe ve rekabetçi baskıya neden olmuştur. Bununla birlikte elbette elektrik dağıtımı, doğası gereği, üretim ve tedarik seviyeleri kadar belirgin bir şekilde değişime uğramayacaktır.

Bir şebeke endüstrisi olan elektrik dağıtım piyasası, ölçek ekonomilerinin tipik özelliklerini gösteren bir piyasadır. Zira elektriği şebeke kapsamındaki tüketicilere ulaştırabilmek için ülke genelinde her tüketim noktasına uzanan devasa bir elektrik hattı ağına yatırım yapılması gerekmektedir. Bu yatırımın sabit maliyeti oldukça yüksektir. Bu durum esasında doğal tekelin varlığı nedeniyle piyasanın sürekli bir aksaklığa maruz kalmasından kaynaklanır. Piyasa tek bir elektrik dağıtım altyapısı ile esasen daha iyi durumda olup, genel refahta lüzumsuz ve büyük bir düşüşe yol açacağından ilave bir paralel ağ kurulması için yatırım yapılması rasyonel değildir.

Dolayısıyla piyasanın, ilgili piyasaya girişi sınırlandırmak suretiyle elektrik dağıtımının tek bir firma tarafından yapılmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Ne var ki bu tekelci firmanın tüm dağıtım hizmetlerini elinde tutacağı göz önünde bulundurulduğunda, tüketicilerin haksız derecede yüksek fiyatlarla veya hizmetlerde kalite eksikliği ile karşı karşıya kalmaması adına firmanın sahip olabileceği özgürlüğün de bir şekilde sınırlandırılması gerekir. Elektrik tüketicilerinin ve bir bütün olarak kamu refahının korunması eğilimi, düzenleme ihtiyacını doğurmaktadır. Bu nedenle, elektrik dağıtım piyasası dünya çapında değişen oranda düzenlemelere tabidir.

Türkiye’de, aşağıda açıklanacak olan uzun fakat yine de aceleye gelmiş bir serbestleştirme sürecinin ardından elektrik dağıtımı özelleştirilmiş ve ağır düzenlemelere tabi tutulmuştur. Elektrik dağıtım faaliyeti öncelikle lisansa tabidir. İlgili dağıtım lisansının alınması ve muhafazası, katı kriterlere bağlanmıştır. Lisans sahiplerinin veya diğer bir deyişle dağıtım şirketlerinin, dağıtım ağını işletirken tabi oldukları çok sayıda yükümlülük ve yerine getirmeleri gereken birçok görev bulunmaktadır. Ayrıca, belirli bir bölgedeki dağıtım şirketleri ile aynı bölgedeki yerleşik perakende tedarikçisi olan kardeş şirketlerinin, kazançlarını maksimize etmek için birlikte hareket etmelerinden ve piyasada faaliyet gösteren üçüncü kişilere yönelik ayrımcı uygulamalara başvurmalarından kaynaklanan sorunlar da uygulanan ayrıştırma yükümlülükleriyle giderilmeye çalışılmıştır.

Bu raporda, Türkiye elektrik dağıtım piyasasının tarihi ve geçirdiği başkalaşım incelenmekte, sektörel düzenlemelerin uygulandığı yasal çerçeve sunulmakta ve elektrik dağıtım şirketlerine ilişkin kural ve yükümlülükler sıralanmaktadır.

2. Elektrik Dağıtımının Tanımı

Elektrik dağıtımını düzenleyen yasal çerçeveyi anlamak için her şeyden önce, onun net bir tanımını yapmak şarttır. Elektrik dağıtımı, elektriğin son tüketiciye ulaştırılması faaliyetidir. Dağıtım faaliyeti, elektrik enerjisinin orta ve alçak gerilim seviyelerinde taşınmasıyla gerçekleştirilmektedir. İletim faaliyetlerinden farklı olarak, dağıtım ağının üretim faaliyetleri ile entegre edilmesinde herhangi bir zorunluluk hatta fayda dahi bulunmamaktadır. Bir dağıtım şebekesi, elektrik enerjisini iletim sisteminden alıp tüketime uygun düşük voltaj düzeyine indirerek tüketiciye iletir.

Dağıtım ağları da iletim ağları gibi doğal tekel özellikleri göstermektedir. Dağıtım şebekeleri iletim şebekelerinden farklı olarak bölgelere ayrılarak bölgesel tekeller şeklinde yapılandırılabilmektedir.

3. Türkiye Elektrik Dağıtım Piyasasının Tarihçesi ve Piyasa Yapısı

Mevcut düzenleyici çerçevenin nasıl oluştuğunu anlayabilmek için Türkiye elektrik piyasasının yakın tarihi hakkında bilgi sahibi olunması gerekir.

Kronolojik Tarih

Ülkemizde elektrik üretimi başladığından beri elektrik sektörü çeşitli yapılanmalar altında karşımıza çıkmıştır. İlk başta, bir dizi belediye, imtiyazlı yerel şirket ve diğer iktisadi devlet teşekkülleri herhangi bir merkezi yönetim veya sektörel düzenlemeye tabi olmaksızın Türkiye genelinde elektrik tedarik etmekteydi. Elektrik sektöründeki bu dağınık yapıyı ortadan kaldırmak ve iş bütünlüğünü sağlamak amacıyla 1970 yılında Türkiye Elektrik İdaresi Kanunu (1312 sayılı Kanun)[1] çıkarılarak yürürlüğe girmiştir. 1312 sayılı Kanun ile birlikte Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş ve bazı yerel belediye kurumları dışında elektrik üretim, iletim, dağıtım ve tedarik faaliyetleri bu kamu kuruluşunun tekelinde tutulmuştur. 1982 yılında yürürlüğe giren 1312 Sayılı Kanun’da Değişiklik Yapan Kanun (2705 Sayılı Kanun)[2] şebeke tesislerini ve yerleşim birimlerini – diğer bir deyişle dağıtım şebekelerini – tamamen TEK mülkiyetine geçirerek TEK’in piyasadaki güç ve yetkisini daha da artırmıştır.

1982’den itibaren on yıldan uzun bir süre boyunca TEK, Türkiye’deki tüm elektrik hizmetini denetleyen idari kurum olmuştur. Elektriğin üretimini sağlamanın yanı sıra tüm şebekenin kurulum ve bakımından da sorumlu olan TEK, ayrıca, tıpkı özel bir ticari kuruluş -veya bir şirket- gibi tüketicilere elektrik tedarik etmiş, satmıştır. TEK çatısı altında elektrik dağıtımı, küçük müdürlüklerin kendi yerel ağlarından sorumlu olduğu bir dizi idari bölge altında yönetilmiştir.[3]

O yıllarda değişim rüzgarları esmiş ve liberalleşme piyasa ekonomilerinde yeni norm haline gelmiştir. Bu, birçok devletin elektrik piyasası yapısını yeniden şekillendirmesine, özelleştirmeye yer açmasına ve elektrik piyasasının çeşitli bölümlerini rekabete açmaya çalışmasına neden olmuştur.

1980’lerin sonlarında TEK, liberalleşme trendi dahilinde yeni bir adım olarak, hükümet tarafından benimsenen özelleştirme politikası kapsamında yeniden yapılandırılmıştır. TEK, 1994 yılında Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş (TEDAŞ) olmak üzere iki ayrı kuruluş meydana getirecek şekilde bölünmüştür. Bu iki kamu iktisadi teşebbüsünden TEAŞ, daha sonra TEİAŞ’a (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) dönüşmüş; TEDAŞ ise Türkiye genelinde elektrik dağıtım tekeli haline gelmiştir.

Bu süre zarfında, en etkili örnekleri Birleşik Krallık ve Şili olmak üzere birçok ülke, elektrik piyasalarında reformlar gerçekleştirmiş ve bu reformlardan Türkiye de etkilenmiştir. Özelleştirme, siyasi sahnede egemen politika haline gelmiş ve çok sayıda takipçi kazanmıştır. İlk başlarda genellikle yap-işlet-devret, yap-işlet ve işletme hakkının devri yöntemleri kullanılmıştır. Bu süreç pek çok tartışmayı ve dolambaçlı imtiyaz anlaşmalarının hüküm sürdüğü bir dönemi beraberinde getirmiş ve kritik bir yasal reform ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Bu sırada, eski Elektrik Piyasası Kanunu (4628 Sayılı Kanun)[4] yayımlanarak, elektrik sektörünün tam anlamıyla bir “piyasa” olarak tanımlanmasına olanak sağlanmıştır. Dikey zincirin farklı seviyeleri tanımlanmış, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (daha sonra adı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olarak değiştirilmiştir) oluşturulmuş ve genel olarak daha liberal bir yaklaşım benimsenmiştir. Bir sonraki adım ise, elektrik dağıtımını özelleştirme kapsamına ve programına dahil etmek olmuştur. Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabet ortamının oluşturulması ve piyasada reform yapılması amacıyla kamuya ait elektrik işletmelerinin dağıtım bölgeleri oluşturularak ve TEDAŞ bazında yeniden yapılandırılarak elektrik dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiştir.[5] 2004 yılında dağıtım bölgeleri yeniden belirlenmiş ve Türkiye 21 dağıtım bölgesine bölünmüştür. TEDAŞ’ın bu bölgelerdeki varlık ve görevleri, özelleştirme ihalelerini kazanan özel teşebbüslere devredilmiştir. Başlangıçta dağıtım şirketlerinin 31.12.2006 tarihine kadar tamamen özelleştirilmesi öngörülmüş, ancak ihaleler ertelenmiş ve daha sonra 2008-2010 döneminde yapılmıştır. Bu ihalelerin bazıları iptal edilmiş ve yeniden düzenlenmeleri gerekmiştir. Neticede, 31.08.2013 tarihi itibariyle bu şirketler ile TEDAŞ arasındaki hisse devir sözleşmeleri tamamlanmıştır.

Halihazırda Türkiye’de elektrik dağıtımı 21 bölgede 21 şirket aracılığıyla yürütülmektedir. Bu şirketler kendi bölgelerinde tekel konumunda bulunmaktadır. Kimi bölgeler, esas itibarıyla aynı grubun kontrolündedir. Ayrıca, bu şirketlerin, aşağıda açıklanacak olan ayrıştırma yükümlülükleri nedeniyle farklı tüzel kişilikler olmakla birlikte, mülkiyetlerinin kendi bölgelerinde yerleşik görevli tedarik şirketleri ile aynı elde tutulduğu vurgulanmalıdır.

Karşılaştırmalı Değerlendirme ve Benimsenen Model

Türkiye elektrik piyasası ve dolayısıyla bugün bilinen dağıtım ağı, belirli bir yeniden yapılandırma modelinin uygulanmasının sonucudur. Öncelikle İngiltere, Şili ve Norveç’te gözlemlenen ve başarılı bulunan bu küresel ölçüt, dört ana başlık altında incelenebilir:

  • Elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve arzının dikey ayrıştırılması ve bununla birlikte üretim ve arz seviyelerinin yatay ayrıştırılması – piyasanın yeniden yapılandırılması.
  • Toptan ve perakende piyasaların rekabete açılması ve üretim ve tedarik faaliyetlerinde piyasaya yeni girişlere izin verilmesi – rekabet ve piyasa oluşumu.
  • Bağımsız bir düzenleyici otoritenin kurulmasını, üçüncü kişilerin şebekeye erişim hakkı, iletim ve dağıtım faaliyetlerinin düzenlenmesini ve bu faaliyetlere uygulanacak performansa dayalı tarife yapısını kapsayan regülasyonlar.
  • Yeni özel sektör temsilcilerinin piyasaya katılmasına ve halihazırda kamuya ait faaliyetlerin özelleştirilmesine olanak sağlanması – mülkiyet değişikliği.

Dünya Bankası kaynaklarında[6] da yer verildiği üzere, ilgili reformlar temel olarak aşağıdaki aşamalardan oluşur[7]:

  • Elektrik sektöründe serbestleştirmeyi sağlayan yenilikçi bir yasanın oluşturulması,
  • Sektör için bağımsız bir düzenleyici kurum oluşturulması
  • Kamuya ait işletmelerin şirketleştirilmesi,
  • Üretim, iletim, dağıtım ve satış gibi ana faaliyetlerin dikey bütünlük içindeki bir yapıda dikey ayrıştırılması ve piyasa faaliyetlerine ilişkin gerekli yatay ayrışmanın sağlanması,
  • Doğal tekel olan iletim ve dağıtım faaliyetlerinde üçüncü kişilerin şebekeye erişim haklarının sağlanması ve bu faaliyetler için performansa dayalı düzenlemelerin uygulanması ve tarife yapılarının belirlenmesi,
  • Rekabetçi bir toptan elektrik piyasasının oluşturulması,
  • Kamuya ait varlık ve işletmelerin özelleştirilmesi,
  • Bağımsız elektrik üreticilerinin piyasaya girmesi,
  • Perakende elektrik satışının serbestleştirilmesi
  • Tüketicinin korunması, enerjiye ilişkin teşvik ve ayrıcalıklar, katlanılan maliyetler ve çevreyle uyumlu bir piyasanın oluşturulmasına yönelik kuralların belirlenmesi.

Türkiye’de son birkaç on yılda, önceki bölümde açıklandığı üzere, yukarıda belirtilen adımlar izlenmiştir. Böylece elektrik piyasası, kamuya ait, dikey olarak bütünleşmiş bir tekelden, bugün bildiğimiz, dikey düzlemde parçalara ayrılmış ve ayrıştırılmış bir forma bürünmüştür. Bu doğrultuda, dağıtım şebekesi özel şirketlere devredilmiş ve üçüncü şahısların erişimi ve tüketicinin korunması gibi düzenlenmesi özel dikkat gerektiren çeşitli konuların gözetimi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) bırakılmıştır.

4. Türkiye’de Elektrik Dağıtım Düzenlemelerinin Yasal Çerçevesi

Elektrik dağıtımı geniş bir mevzuat çerçevesinde düzenlenmektedir. Temel yasal düzenleme olan Elektrik Piyasası Kanunu (6446 sayılı Kanun)[8] dışında – tebliğler, yönetmelikler ve EPDK kararları gibi çeşitli ikincil mevzuatlar bulunmaktadır.

4628 Sayılı Eski Elektrik Piyasası Kanunu ve EPDK

Elektrik piyasasında serbestleştirmeyi öngören yukarıda açıklanan süreç ve üyelik müzakereleri nedeniyle yerel düzenlemelerin Avrupa Birliği mevzuatına uygun hale getirilmesi ihtiyacı sonucunda, 3 Mart 2001 tarihinde, 4628 sayılı Kanun kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Yasanın temel amacı, yasal engelleri ortadan kaldırıp elektrik üretiminde ve perakende satışında rekabeti sağlayarak elektrik piyasasının serbestleştirilmesidir.

Bu kanun, elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan satışı, ithalatı ve ihracatı ile bu faaliyetlerde bulunacak kuruluşların hak ve yükümlülüklerini düzenleyerek istikrarlı ve rekabetçi bir elektrik piyasası oluşturmayı hedeflemiştir. Tarafların yapmak istedikleri faaliyete uygun lisansı almalarını gerektiren lisans rejimi uygulanmıştır.

Kanun ayrıca elektrik üretim ve dağıtımının özelleştirilmesinde izlenecek usulleri de belirlemiş ve yeni bir kurum olan EPDK’nın kurulmasını öngörmüştür.

EPDK, Türkiye’deki enerji piyasalarını denetleyen regülatördür. Sadece elektrik piyasasında değil, doğal gaz ve petrol piyasaları gibi diğer enerji alanlarında da kimi görevleri olan “bağımsız bir düzenleyici kurum”[9]dur. EPDK’nin elektrik piyasasına ilişkin görevlerinden bazıları şunlardır:

  • Tüketicilere güvenilir, kaliteli, istikrarlı ve düşük maliyetli elektrik hizmetleri sunmak için gerekli düzenlemeleri yapmak,
  • Genel kabul görmüş muhasebe prosedürlerine uygun olarak tüm lisans sahipleri için yönetim bilgi sistemlerini ve finansal raporlama standartlarını belirlemek ve uygulamak,
  • Serbest tüketici tanımına ilişkin limit indirimlerini belirlemek ve her yıl Ocak ayının son gününe kadar yeni limitler belirlemek,
  • Üretim, iletim, dağıtım şirketleri ve oto-üreticiler ve oto-üretici grupları için güvenlik standartlarını ve gereksinimlerini belirlemek ve uygulamak,
  • Piyasa gelişimine bağlı olarak yeni ticaret mekanizmalarının ve satış kanallarının kullanılmasına olanak sağlayan bir altyapının geliştirilmesini ve uygulanmasını sağlamak,
  • Lisans sahipleri tarafından hazırlanan toptan satış fiyatı, dağıtım, iletim ve perakende tarifeleri gibi çeşitli tarifeleri incelemek ve onaylamak,
  • Gerekli görülen durumlarda model anlaşmalar geliştirmek,
  • Ayrımcılık yapmama ve şeffaflık standartlarına uyumu sağlamak için piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilerin faaliyet ve uygulamalarının yanı sıra ilgili lisansların hüküm ve koşullarına uyumlarını denetlemek,
  • Rekabeti teşvik etmek amacıyla iştirakler arasındaki ilişkilere ve davranışlara ilişkin standartlar ve kurallar oluşturarak bunları uygulamak ve bu standartların çapraz mülkiyet ve piyasa faaliyetlerine ilişkin operasyonel konular ile muhasebeye ilişkin konularda ek kısıtlamalar getirilmesini gerektirmesi durumunda söz konusu kısıtlamaları belirlemek,
  • Elektrik üretim faaliyetlerinin çevresel etkileri ile ilgili olarak yenilenebilir ve yerli enerji kaynaklarının kullanımını özendirmek için gerekli tedbirleri almak ve bu alanda teşviklerin sağlanması ve uygulanması için ilgili kurumlarla birlikte çalışmalar başlatmak.

6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu

6446 sayılı yeni Elektrik Piyasası Kanunu uluslararası elektrik sektöründeki değişim ve gelişmeler, serbest piyasasaya geçiş esnasında tanık olunan problemler, arz güvenliğinin sağlanması, teşebbüslerin pazarda faaliyet göstermesine ilişkin meseleler, tüketicilerin koruması, benzeri sorunlar ve pazarın gereklilikleri göz önünde bulundurularak 30 Mart 2013 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan kanun, 4628 sayılı önceki kanunun, EPDK’nin organizasyonu, yetki ve yükümlülükleri dışındaki bütün hükümlerini yürürlükten kaldırarak yeni düzenlemeler getirmiştir.

Söz konusu kanunda, organize toptan elektrik piyasalarının işletilmesi ve bu piyasalarda gerçekleştirilen mali uzlaştırma işlemleri ile bu faaliyetlere ilişkin diğer mali işlemler “piyasa işletmeciliği faaliyetleri” olarak tanımlanmaktadır. EPİAŞ (Enerji Piyasaları İşletme A.Ş) kurulup, ona toptan elektrik piyasalarının yönetilmesi ve işletilmesi[10], aynı zamanda da pazardaki mali uzlaştırma işlemlerinin sağlanması görevi verilmiştir. Kanun, aynı zamanda diğer piyasalara ilişkin de düzenlemeler getirmiştir.

Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği

Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde, (Lisans Yönetmeliği) elektrik piyasasındaki önlisans ve lisans uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar ile önlisans ve lisans sahiplerinin hak ve yükümlülükleri belirlenmiştir. 6446 sayılı Kanun’a paralel olarak Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6. maddesi elektrik dağıtımını lisansa tabi bir faaliyet olarak nitelendirilmiştir. Dağıtım lisansı başvurusu, lisans yenilenmesi ve EPDK’nın değerlendirme kriterleri Lisans Yönetmeliği’nin 20, 22 ve 25. maddelerinde düzenlenmiştir.

Diğer Önemli İkincil Mevzuat ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Düzenlemeleri

Görevlerini yerine getirebilmek amacıyla EPDK, düzenli olarak yeni düzenlemeler getirip bunları uygulamaktadır. Aşağıdaki düzenlemeler bunlardan önemli olan ve dağıtım faaliyetini etkileyenlerden birkaçıdır:

  • Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği, dağıtım sisteminin güvenilir ve düşük maliyetli olarak işletilmesi ve planlanması ile sisteme bağlı veya bağlanacak kulanıcılar ile ilgili usul ve esasları belirler.
  • Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği, elektrik enerjisinin arz sürekliliği, ticari ve teknik kalitesi ile dağıtım şirketleri, yerleşik tedarik şirketleri ve kullanıcılar tarafından uyulması gereken kurallar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları kapsar.
  • Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği, gerçek ve tüzel kişilerin elektrik iletim veya dağıtım sistemine bağlanmaları ile bu sistemleri ve enterkonneksiyon hatlarını kullanmalarına ilişkin usul ve esasları düzenler.
  • Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, elektrik piyasasında düzenlemeye tabi tarifelerin hazırlanması, incelenmesi, değerlendirilmesi, belirlenmesi, onaylanması, yayımlanması ve revizyonuna ilişkin usul ve esasları belirler.
  • Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği, aktif elektrik enerjisi arz ve talebinin dengelenmesine ve uzlaştırmanın gerçekleştirilmesine ilişkin usul ve esasları belirler.
  • Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliği, elektrik piyasasında yan hizmetler kapsamında sunulan hizmetlerin tedarik edilmesine ilişkin ticari usul ve esasları düzenler. Yan hizmetler, iletim sistemine veya dağıtım sistemine bağlı ilgili gerçek/tüzel kişilerce sağlanacak olan, iletim veya dağıtım sisteminin güvenilir şekilde işletimini ve elektriğin gerekli kalite koşullarında hizmete sunulmasını sağlayan hizmetlerdir.
  • Elektrik Piyasasında Dağıtım ve Tedarik Lisanslarına İlişkin Tedbirler Yönetmeliği, hizmetin aksamaması ve tüketicilerin korunması için alınması gereken önlemleri belirler.

Anılan yönetmeliklerin yanında, Dağıtım Sistemindeki Kayıpların Azaltılmasına Dair Tedbirler Yönetmeliği, Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik gibi birçok başka yönetmelik de bulunmaktadır.

5. Türkiye’de Elektrik Dağıtımının Düzenlenmesi

Elektrik dağıtımının düzenlenmesi çeşitli boyutlar ile ele alınmalıdır. Öncelikle, kendi bölgelerinde faaliyet gösteren, gerekli lisansa sahip dağıtım şirketlerinin görev ve yükümlülüklerine ilişkin ağır düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemeler sadece uygulanacak tarifeleri değil aynı zamanda dağıtım hizmetlerinin ayrıştırılması ve üçüncü tarafların ağa erişiminin sağlanmasına ilişkin de yükümlülükler getirmektedir.

6446 Sayılı Kanun Kapsamında Dağıtım Hizmetleri ve Lisans

6446 sayılı Kanun’un 9. maddesi, EPDK’den alınan/alınacak dağıtım lisansının dağıtım faaliyetlinde bulunulması için zorunlu olduğunu düzenlemektedir. Bu da piyasanın doğal tekel karakterini yansıtmaktadır[11]. 36 kW ve altındaki hatlar üzerinden elektrik enerjisinin iletimi olarak ifade edilen dağıtım faaliyeti, dağıtım şirketleri tarafından lisanslarında belirtilen bölgede gerçekleştirilmektedir[12]. Dağıtım lisansı en fazla kırk dokuz, en az ise on yıllığına verilebilir.

Lisans Yönetmeliği, dağıtım lisanslarının alınması ve yenilenmesine ilişkin usul ve esasları düzenler. Buna göre EPDK, dağıtım lisansı taleplerini ve bu lisansların yenileme taleplerini değerlendirirken temel olarak aşağıdaki hususları dikkate almaktadır[13]:

  • Tüketici haklarının korunması ve rekabet ve piyasa gelişimi üzerindeki etki,
  • Başvuruyu yapan şirketin ve şirkette doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazla (ve halka açık şirketlerde yüzde beş veya daha fazla) paya sahip kişilerin deneyim ve performansları,
  • İlgili şirketin yürütülmekte olan ve/veya neticelenen başvuru ve/veya işlemleri hakkında ilgili kurumlardan alınan görüşler.

Dağıtım lisansı alınması ve yenilenelebilmesi için, lisans sahibinin lisansta belirtilen bölgede dağıtım ağı işletme hakkına sahip olduğunu belgelemesi gerekir. Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu işletme hakkına sahip olduğunu kanıtlayamayan dağıtım lisansı sahibinin başvurusunu reddeder.

Buna ilaveten, Lisans Yönetmeliği, başka bir tesisin ağa bağlandığı ve dolayısıyla lisans/ön lisans başvurusunda bulunduğu bazı hallerde, belirli bir bölgedeki dağıtım lisansı sahiplerinin görüşünün alınmasını da zorunlu kılmaktadır.

Dağıtım lisansı sahibinin hak ve yükümlülükleri aşağıda detaylı bir biçimde ele alınmıştır.

Dağıtım Şirketlerinin Yetki ve Yükümlülükleri

Dağıtım şirketlerinin esas görevi orta voltajlı elektrik enerjisinin tüketicilere iletilmesidir. Bu kapsamda, dağıtım şirketi lisansta belirtilen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve işletiminden sorumludur. Ek olarak, servis kalitesinin temin edilmesi amacıyla dağıtım ağının bakım-onarımı, yatırımı ve planlanması da dağıtım şirketinin görevleri arasındadır. Ayrıca, dağıtım şirketi, enerji akışının eş zamanlı takip edilmesi, sisteme ilişkin bildirimlerin alınıp ve sonuçlandırılması, elektriğin dağıtım sistemine girişinden lisans kapsamındaki dağıtım bölgesindeki tüketim noktalarına kadar olan tüm aşamalarda önleyici bakım onarım hizmetlerinin planlanması ve uygulanması amacıyla gerekli iletişim altyapısını kurmakla yükümlüdür.

Lisans Yönetmeliği uyarınca dağıtım lisansı, lisans sahibine çeştli haklar sağlar.

İlk olarak, dağıtım lisansı dağıtım şirketine lisansta belirlenen bölgede dağıtım faaliyetlerinin gerçekleştirmesi için gereken izni sağlamaktadır.

EPDK tarafından belirlenen usul ve ilkelere uymak kaydıyla dağıtım lisansı sahipleri dağıtım faaliyetlerini detskeleyip verimlerini arttıran piyasadışı tamamlayıcı faaliyetlerde de bulunabilirler.

Bunun yanısıra, lisans sahibi genel aydınlatmanın ve dağıtım sisteminin teknik/teknik olmayan kayıplarını karşılamak ve kullanmak üzere elektrik enerjisi satın alabilir ve sistemin teknik/teknik olmayan kayıplarını karşılamak üzere sözleşmeye bağlanan fazla enerjiyi organize toptan elektrik piyasalarında satabilir.

Son olarak, lisans sahibi lisansında kayıtlı dağıtım bölgesinde, EPDK ve TEİAŞ onayını almak ve yatırım planında ayrıca belirtmiş olmak kaydı ile dağıtım faaliyetlerinde kullanılmak üzere 154 kW voltaj düzeyinde bir tesis kurma ve işletme hakkını elde eder.

Lisans sahibi, faaliyetlerini yürütürken çeşitli yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Bu yükümlülükler aşağıda sıralanmıştır;

Ağın İşletimi: Dağıtım şirketi, lisansta belirlenen bölgede, dağıtım sistemini elektrik üretimi ve tedarik piyasalarındaki rekabetçi ortamın koşullarıyla uyumlu olarak işletmek zorundadır. Bu çerçevede, ağın işlevsel bozukluklarına ilişkin her türlü müdahaleyi yapmak, planlı bakım-onarımlar yaparak ağın çalışır durumda olduğunu kontrol etmek, uzaktan okumaya elverişli sistemler kurmak ve yeni tüketim noktalarına enerji sağlamak dağıtım şirketinin görevleri arasındadır. Ayrıca, dağıtım şirketi ağın bakım-onarım, genişletilmesi, geliştirilmesiyle ilgilenir ve elektrik ağıyla ilgili hatalarda gereken müdahaleleri yapar.

Ayrımcılık Yapmama: Dağıtım şirketi, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak bütün kullanıcılara ilgili mevzuatın hükümleri uyarınca eşitler arasında ayrım yapmaksızın hizmet sunmak zorundadır. Bölgesinde tedarik lisansına sahip olan tüzel kişilerce yürütülen perakendecilik faaliyetlerinde de eşitler arasında ayrımcılık yapmadan hizmet sunmak bu yükümlülüğe dahildir.

Tarafsızlık: Dağıtım şirketi, serbest tüketicilerin tedarikçilerini değiştirmek istemesi durumunda ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli hizmet ve bilgileri sağlamakla yükümlüdür.

Ayrıştırma: Dağıtım şirketi; piyasada faaliyet gösteren başka bir tüzel kişinin direkt olarak ortağı olamaz, ortaklık yapısında pay sahibi olarak piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilere sahip olamaz ve dağıtım faaliyeti dışında (EPDK tarafından belirlenen ilke ve standartlara uygun olarak yürütülen dağıtım faaliyetlerinin verimini arttıracak piyasadışı faaliyetler dışında) başka bir faaliyette bulunamaz.

Sayaç Okuma: Dağıtım şirketi, lisansta belirtilen bölgede tüketicilerin dağıtım voltajı seviyesine bağlı olan sayaçların kurulumu, bakım-onarımı, işletim hizmetleri okunmasını ve elde edilen verilerin ilgili tedarikçi ve piyasa operatörleriyle paylaşımı ve mevcut kullanıcıların sayaçlarının devralınmasını üstlenir.

Yatırım: Dağıtım şirketi, yatırım programına dahil olan dağıtım tesisi projelerini EPDK’ya sunulan ve kabul edilen yatırım planına uygun şekilde hazırlar. Bu kapsamda ihtiyaç duyulan geliştirmeleri, yenilemeleri yapmak, kapasite arttırıcı yatırımları ve/veya yeni dağıtım tesislerinin inşasını gerçekleştirmek, dağıtım hizmetinin sağlandığından emin olmak için gerekli yatırımları yapmak, EPDK tarafından onaylanan talep tahmini uyarınca yatırım planı hazırlamak ve bunları onay için Kurul’a sunmak zorundadır.

Yan Hizmet Sunumu: Dağıtım şirketi, ilgili mevzuatın hükümlerine pararlel olarak yan hizmet sunumunu gerçekleştirmelidir.

Tedarikçilere Bilgi Sağlanması: Dağıtım şirketinin diğer bir görevi ise, istek üzerine, tedarik şirketlerinin mevzuatta düzenlenen yükümlülüklerinin yerine getirebilmesi için gerekli bilgilerin sağlanmasıdır.

Tarife Teklifi Yapılması: Dağıtım şirketi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’ndeki hükümler kapsamındaki ilgili tarife tekliflerini EPDK’ya sunmak zorundadır.

Kayıpların Önlenmesi: Dağıtım sistemindeki kayıpların en aza indirgenmesi de dağıtım şirketlerinin sorumluluğundadır.

Talep Tahmini: Dağıtım şirketleri, ilgili mevzuat uyarınca lisansta kayıtlı olan bölgeye ilişkin talep tahminlerini hazırlamakla yükümlüdür.

Organize Sanayi Bölgelerinde Dağıtım Yapılması: Dağıtım şirketi aynı zamanda OSB dağıtım lisansı olmayan fakat onaylanmış organize sanayi bölgeleri sınırları içinde de dağıtım faaliyetini yürütmek zorundadır.

Zararların Telafisi: İlgili mevzuat uyarınca, dağıtım şirketi sistemin işletilmesinden ve zayıf kaliteden ve/veya elektrik enerjisi kesintisinden kaynaklandığı tespit edilen zararları gidermekle yükümlüdür.

Kapasitenin Yayınlanması: Dağıtım şirketi her yıl 1 Nisan tarihine kadar sistemlerine bağlanabilecek bölgesel üretim tesisi kapasitelerini bölgesel ve/veya bağlantı noktaları bazında yayınlar.

Genel Aydınlatma: Teknik ya da teknik olmayan kayıplar nedeniyle aydınlatma ve enerji ihtiyaçları olması halinde dağıtım şirketi bunları karşılamak zorundadır.

Lisans Ücretinin Ödenmesi: Dağıtım şirketi, tarifeyle belirlenen ücreti ödemek zorundadır.

Kayıt Tutulması: Dağıtım şirketi, dağıtım sistemine bağlı bütün gerçek ve tüzel kişilerin ve en sıklıkla karşılaşan taleplerin kaydını tutmalı ve sayaç kayıtlarını denetlemelidir.

Alternatif Sağlanması: Dağıtım şirketi EPDK tarafından talep edilen, kurulacak üretim tesisinin dağıtım sistemine bağlanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin görüşünü, gerekçeleriyle birlikte, belirlenen sürede iletmek zorundadır.

Tarifeler ve Tüketici Grupları

Yukarıda belirtildiği üzere, dağıtım şirketinin yükümlülüklerinden biri de her yıl dağıtım tarifelerinin hazırlanmasıdır. Hazırlanan tarifeler EPDK tarafından gözden geçirilip uygun bulunması durumunda onaylanır.

Bu doğrultuda, dağıtım sistemi kullanıcıları uygulanan tarifeye göre hizmet ücretini öder. Dağıtım sistemi kullanıcıları sanayi tüketici grubu, ticarethane tüketici grubu, mesken tüketici grubu, tarımsal tüketici grubu ve genel aydınlatma tüketici grubu olarak sınıflandırılmaktadır.

Dağıtım sistemine bağlı olan kullanıcılara uygulanacak iki ayrı dağıtım ücreti mevcuttur. Bunlar çift terimli ve tek terimli tarifelerdir.[14]

Çift terimli tarifede (i) dağıtım sisteminden çekilen ya da tedarik edilen elektrik enerjisi miktarına (kWh) ve (ii) ilgili sistemdeki kullanıcının bağlantı anlaşmasında belirlenen güç miktarna (kW) göre ücretlendirilir. Bunun yanı sıra (iii) kullanıcının bağlantı anlaşmasında belirlenen gücü aşması durumunda aşılan kısım için ayrıca ilave bir güç aşım bedeli ödenir.

Darbeli yük çeken sanayi tesisleri ile ark ocağı tesisleri zorunlu olarak çif terimli tarife sınıfına tabiidir. Talep üzerine, orta voltaj seviyesinden bağlanan kullanıcılar da çift terimli tarifeye tabi olabilirler. Benzer şekilde, düşük voltaj seviyesinden bağlanan üreticiler de talep etmeleri durumunda çift terimli tarifeye tabii olabilir.

Tek terimli tarifede ise, dağıtım sisteminden çekilen ya da dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisi miktarı (kWh) üzerinden ücretlendirme yapılmaktadır. Çift terimli tarife kapsamında olmayan müşteriler genellikle tek terimli tarifeden yararlanmaktadır.

Dağıtım bedeli tek veya çift terimli tarife sınıfına tabi olarak kullanıcıdan dağıtım sisteminden çekilen elektrik miktarının kWh cinsinden birim fiyatı ve üretim faaliyetleri kapsamında üreticiler tarafından dağıtım sistemine tedarik edilen enerji miktarıdır.

Güç bedeli çift terimli tarife sınıfında olan kullanıcıların dağıtım sistemi bağlantısı için imzalanan bağlantı anlaşmasında belirlenen güce göre her ay toplanan KW biriminden ücrettir.

Güç Aşım bedeli dağıtım sistemine bağlı çift terimli tarife sınıfına tabi kullanıcıların bağlantı sözleşmesinde belirtilen Kw cinsinden güç miktarının aşması durumunda her ay toplanan birim ücrettir.

Reaktif Enerji Bedeli reaktif enerji uygulamasına tabi olan dağıtım sistemi kullanıcılarının belirlenen reaktif enerji limitlerini aşması durumunda toplanan ücrettir.

Kullanılabilir kapasite bedeli bir üretim tesisi ile müşterileri ve/veya iştirakleri ve/veya serbest tüketiciler arasında özel bir direkt hat kurulması durumunda tüketiciler adına üreticilere uygulanan ücrettir.

Ayrıştırma

Ayrıştırma belki de dağıtım ağınına getirilen en önemli düzenlemedir. Anılan ilke sadece elektrik piyasasında değil herhangi bir ağ ile ilişki bir pazarda – yani şebeke piyasalarında kabul edilen bir ilkedir. Ayrıştırma, enerji, telekomünikasyon, posta ve demiryolu taşımacılığı gibi hizmetleri tüketicilere ulaştırmak için zorunlu ağ altyapısı gerektiren sektörlerde dikey entegre işletmelerin yeniden yapılandırılmasını ifade etmektedir.[15]

Ayrıştırmanın nihai amacı şirketlerin farklı pazar faaliyetleri arasındaki çapraz sübvansiyonlarının önlenmesidir.[16]

Üretim varlıklarına veya tedarik kanallarına ve aynı zamanda bir iletim ya da dağıtım ağına sahip olan, diğer üreticilere/tedarikçilere karşı ayrımcılık yapma ve kendi üretim birimlerini veya tedarik şirketlerini desteklemeye yatkın olur. Rakip üreticiler ve tedarikçilerin tüketicilere erişmek için ağa ihtiyacı olduğu müddetçe iletim/dağıtım ağı sahibinin kendi isteğine göre ayrımcılık yapma şansı vardır. Buna örnek olarak iletim/dağıtım ağı sahibinin kendi üretim/tedarik şirketini korurken veya tanıtırken diğer rakiplere kişiselleştirilmiş yüksek erişim fiyatları belirlemesi verilebilir.

Bu riski önlemek için, 6446 sayılı Kanun’un 5. maddesi pazarda faaliyet gösteren herhangi bir tüzel kişinin bir dağıtım şirketinde pay sahibi olmasını ya da tersini yasaklamaktadır.

Fakat, durum her zaman böyle olmamıştır. 01.01.2013 tarihine kadar, dağıtım şirketleri sadece dağıtım faaliyetlerini değil, aynı zamanda perakende satış faaliyetlerini de yürütmekteydi. EPDK’nın 01.09.2012 tarihli dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini ayrıştırmaya ilişkin kararı bu iki faaliyetin kesinlikle ayrı yürütülmesi sağlamıştır. Perakende satış faaliyeti yeni kurulan ve görevli tedarik şirketi olarak anılan teşebbüslere devredilirken, dağıtım şirketleri dağıtım faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir.

Mevcut durumda, hesaplar ve tüzel kişiler ayrıştırılır. Ayrıştırmanın en önemli yanı dağıtım ve tedarik şirketlerinin farklı hesap ve kayıtlara sahip olan iki farklı tüzel kişi olmasıdır. Bu yolla, şirketleri dağıtım ve diğer faaliyetlerinde çapraz sübvansiyon yapması önlenir. Düzenleme şirketlerin yan kuruluş, iştirakleri ve ana şirketlerini de kapsamaktadır.

Bu kapsamda, EPDK’nın gerekli görüp talep etmesi durumunda dağıtım şirketleri ile yerleşik tedarikçiler EPDK’ya Lisans Yönetmeliği ve ayrıştırmanın genel ilkelerine ilişkin düzenlemelere uygun olduklarını kanıtlayan dosya ve belgelerle, EPDK’nın belirlediği formatta bildirim yapmakla yükümlüdür.

Tarafsızlık ve Eşitlik İlkeleri Altında Kaliteli, Sürekli ve Düzenli Hizmet Sunumu Yükümlülüğü

Elektriğin depolanamaması ve bu nedenle üretildiği anda kullanılması gerekmesinden dolayı[17], arz-talep dengesi her zaman korunmalıdır. Bu dengenin korunduğunun teminn edilebilmesi için tüketicilerin her zaman elektriğe kesintisiz erişimi olması gerekir. Bu kapsamda, dağıtım şirketlerinin önemli bir rolü vardır. Dolayısıyla, bu şirketler elektriğin düzenli ve sürekli akışının sağlanması görevini üstlenmiştir[18]. Bir dağıtım şirketi her daim en yüksek kalitede hizmeti sunmalıdır ve bu nedenle kesintilerden dolayı kaynaklanan her türlü zarardan dolayı sorumlu tutulur.[19]

Hizmet Kalitesi Elektirik Dağıtım ve Perakende Satışının Hizmet Kalitesine İlişkin Yönetmelik’te detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 4. maddesinde, dağıtım şirketi, dağıtım lisansında belirlenen bölgede bulunan kullanıcılara sunduğu hizmetin kalitesinden sorumlu olduğunu düzenleme altına alınmıştır. Bu doğrultuda, dağıtım ağında sağlanan hizmetin kalitesi EPDK tarafından (i) tedarik sürekliliği kalitesi, (ii) ticari kalite, (iii) teknik kalite olmak üzere, üç ana başlık altında izlenmektedir;

Tedarik sürekliliği kalitesi, dağıtım sistemi kullanıcılarına ekonomik olarak kabul edilebilir maliyetlerle ve mümkün olan asgari kesinti süresi ve sıklığı ile elektrik enerjisi sunabilme kapasitesidir. Bu minvalde, dağıtım şirketi dağıtım sisteminin belirli bir kısmı ya da tamamını etkileyen uzun ya da kısa süreli kesintilerin hepsini kaydeder, sınıflandırır ve bunları raporlar. Yönetmeliğin 14. maddesi tedarik sürekliliği kalitesini ölçebilmek adına kesinti sıklığı ve süresine göre objektif kriterler getirmiştir.

Ticari kalite, dağıtım sistemine bağlanmak isteyen veya bağlı olan kullanıcılar ile bu kullanıcılara bağlantı anlaşması veya perakende satış sözleşmesi kapsamında hizmet veren taraflar arasında enerji satışı ve/veya hizmetin sunumuna ilişkin olarak meydana gelecek ilişkilerin tüm evrelerinde, işlemlerin Kurum tarafından belirlenecek standartlara uygun şekilde yerine getirilebilmesi kapasitesidir.

Benzer şekilde bu konuda da dağıtım şirketinin ticari kalite göstergeleri açısından yükümlü olduğu objektif asgari performans standartları ve bu standartların ihlali durumunda ödenecek tazminat miktarı / yapılacak işlemler Yönetmelikte belirtilmiştir.

Teknik kalite, dağıtım sisteminin kullanıcıların elektrik enerjisi talebini; gerilimin frekansı, genliği, dalga şekli ve üç faz simetrisi açısından kabul edilebilir değişim sınırları içerisinde kesintisiz ve kaliteli bir şekilde karşılayabilme kapasitesidir. Teknik kalite Yönetmeliğin 23. maddede verilen listedeki kriterlerle güvenceye alınmaktadır.

Bir dağıtım şirketi her zaman yukarıda listelenen şartlara uymak zorundadır. Aynı zamanda bu şirketler EPDK’ya anılan kurallara uyumlarına ilişkin rapor sunarlar ve kaliteyi sağlayamamalarından dolayı doğacak zararlardan da sorumlu tutulurlar. Ayrıca, hizmet kalitesinin sağlanması konusunda, dağıtım faaliyetine ilişkin en önemli konulardan biri faaliyetin eşit ve tarafsız yürütülmesidir. Her üretim tesisi ve elektrik kullanıcıların bağlı olmak zorunda olduğu bir ağ mevcuttur ve elektriğin bu ağlar kullanılarak tüketiciye aktarılması sadece hâkim durumdaki teşebbüsün kontrolündedir. Dolayısıyla “ağa erişim” pazara giriş engellerinden en önemlisidir. Enerji ağlarının üst ve alt pazarlarda faaliyet gösteren enerji şirketleri için vazgeçilmez nazara alındığında rekabetçi enerji piyasalarının oluşması, enerji tedarik zincirinin doğal tekel şebekelerini kontrol eden şirketlerin ayrımcı bir şekilde hareket etmemesine bağlıdır.[20] Buna ilişkin olarak 6446 sayılı Kanun dağıtım şirketlerinin dağıtım sistemine bağlantı ve systemin kullanımıyla ilişkili konularda herhangi bir tarafa öncelik vermemesi ya da farklı davranmaması gerektiğini düzenlemektedir. Bir başka deyişle, dağıtım şirketleri üçüncü tarafların ağa erişimini herhangi bir ayrıcmılık yapmadan kolaylaştırmalıdır.

Lisans Yönetmeliği’ndeki düzenlemeler doğrultusunda dağıtım şirketi eşit taraflar arasında sisteme bağlantı ve kullanımına ilişkin ayrımcılık yapamaz, bu konulara ilişkin sahip olduğu hakları talep ederken adil olmalı, talepleri yeterli açıklama yapamdan reddetmemeli, reddettiği takdirde talep eden taraf EPDK’ya itirazda bulunabilir, uygun görülmesi halinde dağıtım şirketi kullanıcının ağa erişimini sağlamak zorundadır.

6. Sektörün Güncel Görünümü ve Sonuç

Tüketicilere kesintisiz elektrik akışının sağlanması direkt olarak dağıtım ağının performansına bağlıdır. Bu nedenledir ki, düzenleyici organların dağıtım faaliyeti yakından takip etmesini gerekli kılmaktadır. Doğal bir tekel olması sebebiyle piyasa aksaklığına maruz kalan bu sektör her devlette olduğu gibi Türkiye’de de düzenlemelere tabiidir.

Elektrik dağıtım piyasası Türkiye’de kısa bir sürede belirgin bir şekilde değişmiştir. Devlet tekelinde olan ve dikey entegre bir yapıda olan elektrik hizmetleri pazarı son otuz yılda ayrıştırılmış, serbestleştirilmiş, özelleştirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu kapsamda farkı modeller incelenmiş, uluslararası ölçütler kullanılmış ve pazar yapısı buna göre dizayn edilmiştir. Elektrik piyasası kanun ve yönetmelikleri kabul edilmiş, binlerce sayfadan oluşan kanuni çerçeve sıfırdan yaratılmış ve denetim ve dengeyi sağlamak için tam yetkili bir idari otorite oluşturulmuştur. Bütün bu adımların atılmasının arkasındaki asıl sebep, modern ve rekabetçi bir elektrik piyasasının oluşturulması ihtiyacıdır. Elektrik dağıtım sektörü bu doğrultuda hem operasyonel verimliliği sağlamaya hem de uzun süredir ertelenen yatırım ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik özelleştirmeler ile şekillenmiştir. Ayrıca dağıtım ağındaki doğal tekel, perakende satış seviyesinde rekabeti belirlediği için dağıtım şirketlerine ilişkin bir düzenlemeyi gerekli kılmıştır. Nitekim, dağıtım şirketlerinin üçüncü taraflara ve yerleşik tedarikçilere aytımcılık yapmaya olan yatkınlığı perakende satış seviyesinde önemli bir pazara giriş engeli teşkil etmektedir.

Şu an, 21 dağıtım alanından oluşan dağıtım yapısı EPDK ve Rekabet Kurumu’nun da ayrıştırma ve ayrımcılığa ilişkin çabalarıyla beraber 8 yıldır ayaktadır. Fakat, elektriğin toptan ve perakende satışında rekabet seviyesi zayıftır. Tabii ki elektrik piyasasının dinamik ve sürekli değişmekte olan doğası bu durumu değiştirebilir. Gerçekten de artan elektrik talebi ve geciken yatırımlar nedeniyle, şebeke büyük miktarda genişleme ve yenileme yatırımı gerektirmektedir.

Güncel durumda, dağıtım şirketleri ağır düzenlemelere tabidir. Uyguladıkları ücretler oluşturulan şeffaf tarife mekanizması sayesinde belirli bir seviyede kalmaktadır. Aynı zamanda EPDK faaliyetlerini teknik, ticari, sürekli tedarik kalitesi ve ayrıştırma kapsamında mevcut tedarikçilerin kardeş şirketlerden ayrılıp ayrılmadığı konusunda sürekli olarak denetim yapmaktadır.

Yukarıda ifade edildiği üzere, elektrik dağıtım piyasasının doğal tekel olmasından dolayı söz pazarın sürekli denetlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Lisansa ilişkin aranan şartlarla pazara giriş engellenir, tarifler adil ücretllendirmeyi ve tekelci bir biçimde fiyatlandırmayı önler, kalite standartları yüksek kalitede akımın tüketiciye ulaştığını temin eder ve genel nitelikte düzenlemeler elektrik dağıtımının yakından takibine imkân tanır.

Bu gelişmelere rağmen, hala üzerine daha fazla düşülmesi, incelenmesi ve düzenlenmesi gereken konular mevcuttur. Örneğin, kullanıcı verilerinin şirketlere sağladığı güç, bu verilerin şirketçe nasıl kullanılabileceği ve kimle paylaşılabileceği düzenlemeye ihtiyaç duyulan alanlardandır. Gerçekten de kullanıcı verisi bağımsız tedarikçilerin elektrik piyasasına girmesi ve bu pazarda faaliyet göstermesi bakımından son derece önemli olup zorunlu bir malvarlığı teşkil etmektedir. Bu yüzden de yerleşik tedarikçiler ve dağıtım şirketleri bunu bir ayrıcalık olarak görüp bu avantajdan kendileri yararlanmak isterler. Dolayısıyla, bu konuda mevzuat anlamında hala geliştirilebilecek ve düzenlenecek noktalar vardır.

Bununla birlikte, otuz yıl sonra, iki ana yasa, sayısız ikincil mevzuat ve piyasayı denetlemek ve hatta mikro-yönetmek için bir düzenleyici otoritenin kurulmasından sonra, başlangıçta aceleye getirilen düzenlemeler daha sağlam hale getirilme ve etkili bir ağ endüstrisinin ihtiyaç duyduğu şekilde biçimlendirilme aşamasındadır.

Kaynakça

- Akçollu, Yeşim; Elektrik Sektöründe Rekabet ve Regülasyon, Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezi, Ankara, 2003.

- Aslan, Yılmaz et al. Enerji Hukuku, Elektrik Piyasasında Rekabet ve Regülasyon, Cilt 1, Bursa, 2007.

- Atiyas, İzak; Elektrik Sektöründe Serbestleşme ve Reform. TESEV Yayınları, İstanbul, 2006.

- Çınar, Yusuf. Elektrik Piyasasında Dağıtım Faaliyetlerine İlişkin Lisanslama Rejimi ve Denetim, Astana Yayınları, Ankara 2018.

- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Enerji Arz Güvenliği Strateji Belgesi, 21 Mayıs 2009.

- Jamasb, Tooraj; Nepal, Rabindra et al. Enerji Sektör Reformu, Ekonomik Etkinlik ve Refahın Artması, Dünya Bankası, Vaşington, ABD, Ağustos 2014.

- Jamasb, Tooraj; Newbery, D.; Pollitt, M. Gelişmekte Olan Ülkelerde Elektrik Sektörünün Belirleyicileri ve Performansına İlişkin Temel Göstergeler, Dünya Bankası Araştırma Politikası Çalışma Kağıdı 3599, Vaşington, ABD, 2005.

- Şahin, Yersu Selen; Enerji Sektöründe Ayrıştırma, Rekabet Kurumu, Ankara, Aralık 2012

- Ulusoy, Ali; Bağımsız İdari Otoriteler, Turhan Kitabevi, Ankara 2003.

- Dünya Bankası, Küresel Elektrik Enerjisi Reformu, Gelişmekte Olan Ülkelerde Elektrik Enerjisi Endüstrisinin Özelleştirilmesi ve Serbestleştirilmesine Dair Yıllık Enerji ve Çevre İncelemesi Cilt 26 (Cilt yayım tarihi Kasım 2001), Vaşington, ABD.

Son Notlar

  1. 25.07.1970 tarih ve 13559 sayılı Resmi Gazete
  2. 11.09.1982 tarih ve 17809 sayılı Resmi Gazete
  3. TEK yönetim kurulu kararının ardından Türkiye, elektrik dağıtım kuruluşlarının ve bağlı ofislerin tüketicilere elektrik dağıttığı çok sayıda bölgeye ayrıldı. Örneğin “Ankara İl Elektrik Dağıtım Müessesesi” bu kurumlardan biriydi ve Ankara, Çorum, Kırıkkale, Çankırı ve çevresinde elektrik dağıtımından sorumluydu.
  4. 03.03.2001 tarih ve 24335 sayılı Resmi Gazete
  5. 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı
  6. Dünya Bankası, Küresel Elektrik Enerjisi Reformu, Gelişmekte Olan Ülkelerde Elektrik Enerjisi Endüstrisinin Özelleştirilmesi ve Serbestleştirilmesine Dair Yıllık Enerji ve Çevre İncelemesi Cilt 26 (Cilt yayım tarihi Kasım 2001), Vaşington, ABD, s. 331-359.
  7. Jamasb, Tooraj; Newbery, D.; Pollitt, M.; Gelişmekte Olan Ülkelerde Elektrik Sektörünün Belirleyicileri ve Performansına İlişkin Temel Göstergeler, Dünya Bankası Araştırma Politikası Çalışma Kağıdı 3599, Vaşington., ABD, 2005.
  8. 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete
  9. Bağımsız düzenleyici otorite, (i) hükümetin olağan gözlem ve denetiminden bağımsız olan ve (ii) ana akım idari organlar için olağanüstü kabul edilebilecek bir uzmanlık gerektiren belirli bir endüstrinin düzenlenmesine odaklanan ve yürütme altında faaliyet gösteren bir kamu kurumudur. (Ulusoy, Ali; Bağımsız İdari Otoriteler, Ankara, Turhan Kitabevi, 2003. s. 15 – 18.)
  10. Halihazırda İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (BİST) üzerinden işlem görenler dışında.
  11. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Enerji Arz Güvenliği Strateji Belgesi, 21 Mayıs 2009.
  12. Aslan, Yılmaz. Enerji Hukuku, Elektrik Piyasasında Rekabet ve Regülasyon, Cilt 1, Bursa, 2007, s. 330.
  13. Çınar, Yusuf. Elektrik Piyasasında Dağıtım Faaliyetlerine İlişkin Lisanslama Rejimi ve Denetim, Ankara 2018, s. 68.
  14. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler Ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul Ve Esaslarını düzenleyen 5999-3 sayılı Kurul Kararı.
  15. Şahin, Yersu Selen; Enerji Sektöründe Ayrıştırma, Rekabet Kurumu, Ankara, Aralık 2012, s. 8.
  16. Akçollu, Yeşim; Elektrik Sektöründe Rekabet ve Regülasyon, Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezi, Ankara, 2003, s. 37.
  17. Atiyas, İzak; Elektrik Sektöründe Serbestleşme ve Reform. TESEV Yayınları, İstanbul, 2006. s. 27.
  18. Lisans Yönetmeliği Madde 10.
  19. Lisans Yönetmeliği Madde 33 ve Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği Madde 7. Anılan hükümler sayesinde sürekli elektrik sağlanması yükümlülüğü yaptırımlar ile güvence altına alınmıştır.
  20. Şahin, Yersu Selen; Enerji Sektöründe Ayrıştırma, Rekabet Kurumu, Ankara, Aralık 2012, s. 2-3.

Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.