Dijital Ekonominin Vergilendirilmesine İlişkin Yıllık Vergi Hukuku Bülteni 2024

03.02.2025

Yazarlar: Av. Canan Doksat, Av. Beyza Günsel Sürücü, Av. Sena Coşkun, Stj. Av. İpek Ertem, Stj. Av. Melis Ünlü

Dijital Ekonominin Vergilendirilmesine İlişkin Yıllık Vergi Hukuku Bülteni 2024
% 0

1. Ekonominin Dijitalleşmesinden Kaynaklanan Vergi Sorunlarına Yönelik İki Sütunlu Yaklaşımı

Ekonomideki artan dijitalleşme ile birlikte, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (“OECD”) ve G20 mevcut uluslararası vergi kurallarının, çok uluslu şirketlerin (“ÇUİ”) vergilendirilmesinde yeterli olmadığı ve değişen iş modellerine uyum sağlamadığı gerekçeleri ile Matrah Aşındırması ve Kâr Aktarımı Projesi (“BEPS”) üzerinde çalışmaya başlamıştı.

Uluslararası vergi kurallarını revize etmek ve dijitalleşen ekonomiye uygun hale getirmek için yapılan uzun müzakerelerin sonucunda ise, Ekim 2021’de, OECD ve G20 liderliğinde Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımına İlişkin Kapsayıcı Çerçeve’nin 140 üye ülkesinin mutabakatı ile kabul edilen Ekonominin Dijitalleşmesinden Kaynaklanan Vergi Sorunlarına Yönelik İki Sütunlu Yaklaşımı içeren uluslararası vergileme kuralları üzerinde anlaşmaya varıldı.

Söz konusu yeni sistem, Sütun 1 (Pillar 1) ve Sütun 2 (Pillar 2)’den oluşur. Sütun 1 ve Sütun 2 bağlamında belirlenen kurallar, mevcut uluslararası vergilendirme standartlarında önemli değişikliklere yol açacaktır.

A) Sütun 1

Sütun 1, küresel hasılatı 20 milyar Euro ve karlılığı %10’u geçen ÇUİ’lerin kârlarının ve vergi haklarının ülkeler arasında daha adil bir şekilde dağıtılmasına yönelik yeni bir uluslararası vergilendirme düzlemi oluşturur. Bu kapsamda, Sütun 1 ile, karlılığı %10’u geçen şirketlerin bu oranın üzerindeki artık kârının %25’i pazar ülkeleri arasında hasılata dayalı dağıtım anahtarı uyarınca paylaştırılır ve bu şekilde ilgili ülkelerde vergilendirilir. Belirli şartları sağlayan bu şirketlerin kârı, ilgili yetki alanlarındaki fiziksel mevcudiyetinden bağımsız olarak, satışların gerçekleştiği ülkelere yeniden tahsis edilir. Bu kapsamda, vergi hakkı tahsis edilecek ülkeler, Sütun 1 kapsamına giren ÇUİ’lerden “Tutar A” ve “Tutar B” olarak sınıflanan iki gelir kaynağı üzerinden vergi almaya hak kazanacaktır. Sütun 1’in küresel olarak 125 milyar ABD doları kârın yeniden tahsisi ile sonuçlanacağı öngörülür.

Ekim 2023’te OECD, Sütun 1 – A Tutarının Uygulanmasına İlişkin Çok Taraflı Sözleşmeyi yayımladı. OECD tarafından 18 Aralık 2023 tarihinde yayımlanan bir açıklama ile (i) Mart 2024 sonuna kadar uzlaşmaya dayalı bir çözüme ulaşılarak Çok Taraflı Sözleşme metninin nihai hale getirilmesinin ve (ii) Haziran 2024 sonuna kadar imza töreninin yapılmasının amaçlandığı teyit edilmişti. Fakat, 2024 yılında Çok Taraflı Sözleşme metninin nihai hale getirilmesi konusunda herhangi bir gelişme söz konusu olmadı. OECD tarafından halen müzakerelerin devam ettiğini belirtildi. 

Sütun 1’in bir diğer önemli bileşeni de B Tutarıdır. Sütun 1 – A Tutarı uluslararası vergilendirme çerçevesini ÇUİ’ler açısından güncellerken, Sütun 1 – B Tutarı ise mevcut transfer fiyatlandırması kurallarını tüm vergi mükellefleri için basitleştirir ve transfer fiyatlandırması kurallarının, ÇUİ’lerin faaliyet gösterdikleri ülkelerde temel pazarlama ve dağıtım faaliyetlerine uygulanmasına odaklanır. Ayrıca Sütun 1 – B Tutarı; vergi belirliliğini artırmayı, idari maliyetler ve uyum maliyetlerini azaltmayı amaçlar. OECD tarafından Temmuz 2023 ve Eylül 2023 arasında Sütun 1 – B Tutarı için toplanan kamuoyu görüşü, 26 Eylül 2023 tarihinde yayınlandı. OECD’nin Sütun 1 – B Tutarı üzerindeki çalışmalarının 2023 yılı sonuna kadar tamamlandı. Ayrıca, OECD tarafından 19 Şubat 2024’te yayımlanan Nihai Rapor, B Tutarı’nın uygulanmasını temel alan önemli bir güncellemeyi içermektedir. Bu rapor, transfer fiyatlandırmasında bağımsızlık ilkesinin uygulamasını basitleştirmeyi ve kolaylaştırmayı amaçlayan rehberlik sunmaktadır. Özellikle, OECD Transfer Fiyatlandırması Yönergeleri’nin IV. Bölümüne ek olarak yayımlanan bu rapor, uygulamanın etkinliği için ayrıntılı yönergeler sağlamaktadır.

OECD’nin 19 Şubat 2024 tarihinde yayımladığı rapora göre, ülkeler, Sütun 1 kapsamında yer alan B Tutarı yaklaşımını, 1 Ocak 2025 ve sonrasında başlayan mali yıllar için uygulamayı tercih edebilirler. Ülkeler B Tutarı’nı uygulamak zorunda olmayıp dilerlerse kendi yargı bölgelerinde vergi mükellefleri için B Tutarı uygulamasını zorunlu koşabilir ya da bu konuyu vergi mükelleflerinin takdirine bırakabileceklerdir.

Bu yaklaşım, temel pazarlama ve dağıtım faaliyetleriyle ilgili işlemleri kapsar ve bağımsızlık ilkesine dayalı olarak transfer fiyatlandırmasının basitleştirilmesini ve bu meyanda uyuşmazlıkların azaltılmasını hedefler.

B) Sütun 2 

Sütun 2 kapsamında, hasılatı 750 milyon Euro’yu aşan ÇUİ’lerin başka bir ülkedeki kârının %15’ten az vergilendirilmesi halinde, ÇUİ’lerin faaliyet gösterdikleri her bir yetki alanında ortaya çıkan gelir üzerinden ilgili ülkede asgari düzeyde vergi ödenmesi amaçlanır. Bu kapsamda, pazar ülkesinin efektif vergi yükü %15’in altında olduğu durumlarda, ana ortağın bulunduğu ülke vergilendirme hakkını elde eder. 

Sütun 2’nin iki önemli bileşeni, Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Kuralları (“GloBE Kuralları”) ve Vergiye Tabi Olma Kuralı’dır (“STTR”). Ayrıca ülkeler, Sütun 2’nin uygulanması kapsamında Nitelikli Yerel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi’ni (“QDMTT”) de iç hukuklarında kabul edebilirler.

a. GloBE Kuralları

20 Aralık 2021’de OECD, OECD/G20 BEPS kapsamında onaylanan iki adımlı yaklaşımın ikinci adımına dair “Küresel Asgari Vergiye İlişkin Model Kuralları” yayımlamıştır. Söz konusu Model Kurallar, (i) Gelirin Dahil Edilmesi Kuralı (Income Inclusion Rule – IIR) ve (ii) Yetersiz Vergilendirilmiş Ödemeler Kuralı’nı (Undertaxed Payment Rule – UTPR) kapsamakta olup; bu iki kural bir bütün olarak GloBE Kuralları adıyla anılır.

%15 küresel asgari kurumlar vergisi, ÇUİ’lerden nihai ana işletmenin konsolide mali tablolarındaki yıllık hasılatın ilgili mali yıl ve öncesindeki dört mali yılın en az ikisinde 750 milyon Euro veya daha fazla olması halinde uygulanır. 

  1. Gelirin Dahil Edilmesi Kuralı (IIR) ile geliri asgari %15 düzeyinin altında bir oranda vergilendirilen şirketin nihai ana işletmesinin bulunduğu ülke tarafından ilave vergi tahsil edilmesi imkânı sağlanır. Böylece efektif vergi oranının asgari %15 olması sağlanır. Bu kapsamda, “vergilendirilmemiş” kârların vergilendirilmesini sağlayan ana mekanizma olan IIR, öncelikli olarak uygulanır.
  2. Yetersiz Vergilendirilmiş Ödemeler Kuralı (UTPR) ise IIR kapsamında şirketin nihai ana işletmesinin bulunduğu ülke tarafından efektif vergi oranının asgari %15 oranının altında kaldığı hallerde söz konusu grup şirketi bünyesinde indirimlerin reddedilmesi ya da düşük vergilemeye denk düzeltme yapılmasıdır. UTPR, IIR kuralının tam olarak uygulanamadığı hallerde ikincil nitelikte uygulanır. UTPR’nin 2025 itibariyle uygulanması öngörülmektedir.

Ayrıca, Aralık 2022’de Avrupa Birliği’nde (“AB”) AB Asgari Vergi Direktifi (“AB Direktifi”) kabul edilmiştir. Söz konusu AB Direktifi, AB üye devletlerinin, Sütun 2 GloBE Kuralları’nı uygulamasına yönelik bir mekanizma sağlar. Söz konusu AB Direktifi, 01.01.2024 itibariyle AB ülkeleri açısından yürürlüğe girmiştir.

18 Aralık 2023 tarihinde OECD Sekretaryası, Sütun 2 GloBE kurallarının işleyişine açıklık getirmek amacıyla, Şubat ve Temmuz 2023’te yayınladığı kılavuzların ardından üçüncü İdari Kılavuz setini yayımladı. Son olarak, OECD tarafından Haziran 2024’te dördüncü İdari Kılavuz seti yayımlandı. 

b. Vergiye Tabi Olma Kuralı (STTR)

GloBE Kuralları’nın yanı sıra Sütun 2’nin diğer önemli bileşeni ise Vergiye Tabi Olma Kuralıdır (STTR). GloBE Kuralları’nı tamamlayıcı mahiyette olan STTR, gelişmekte olan ülkelerle yapılan belirli çifte vergilendirme anlaşmalarına eklenecektir ve gelirin mukim Devlette %9’dan daha düşük bir oranda vergilendirildiği durumlarda, ÇUİ’lerin grup içi ödemeleri üzerindeki vergilendirme haklarının bir kısmının kaynak ülkeye yeniden tahsisine imkân sağlar. Başka bir deyişle, STTR için asgari vergi oranı %9 olarak belirlenmiş olup nominal vergi oranının %9’dan az olduğu hallerde kaynak ülke ilişkili taraflar arasında yapılan yurt dışı ödemelere de ilave stopaj vergisi uygulayabilecektir.

STTR’nin uygulanmasına ilişkin Çok Taraflı Sözleşme (“STTR MLI”) hazırlanmış olup, STTR MLI 2 Ekim 2023’te imzaya açılmış olup Eylül 2024’te STTR MLI Barbados, Belize, Benin, Cabo Verde, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Endonezya, Romanya, San Marino ve Türkiye tarafından Paris’te imzalamıştır. 2025 yılı içerisinde STTR MLI’ın 10 ülke tarafından imzalaması beklenmektedir.

c. Nitelikli Yerel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi (QDMTT)

GloBE kuralları kümesine dahil eden bir diğer unsur ise, Nitelikli Yerel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi’dir (QDMTT). Söz konusu yerli asgari vergi, ülkelere kendi yetki alanlarında kazanılan düşük vergilendirilmiş karları vergilendirmeye öncelik vermeyi amaçlar. Kaynak ülkelerin ilk vergilendirme hakkını korumak maksadıyla QDMTT ülkeler tarafından kabul edilebilir. QDMTT’nin uygulanması bir ülke tarafından tercih edildiği ölçüde bu vergi, GloBE kuralları kapsamında başka bir ülkede ödenecek olan vergi miktarından mahsup edilir. Böylece, GloBE kapsamındaki QDMTT’nin uygulanması ile gelirin elde edildiği ülke için birincil vergilendirme hakkı korunur.

C) Türkiye’de Gelişmeler

Türkiye adına 07.06.2017 tarihinde imzalanan “Matrah Aşındırma ve Kâr Kaydırmanın Engellenmesine Yönelik Vergi Anlaşmaları İle İlgili Önlemlerin Uygulanmasına İlişkin Çok Taraflı Sözleşme”nin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi ilk olarak 02.06.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuştu. Ancak, söz konusu teklif ilgili yasama döneminde sonuçlandırılmadığı için hükümsüz sayılmıştır. Anılan kanun teklifi 03.10.2023 tarihinde yenilenerek tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuştur.

OECD’nin Matrah Aşındırma ve Kâr Kaydırma (BEPS) projesinin “Çok Taraflı Enstrüman” (Multilateral Instrument) başlıklı 15. eylemi çerçevesinde hazırlanan Çok Taraflı Sözleşme vasıtasıyla, BEPS’nin yürürlükte bulunan veya imzalanmış olmakla birlikte yürürlük işlemleri devam eden çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarına yansıtılması amaçlanmaktadır.

Ayrıca, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarıyla tam uyumu sağlamak üzere; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından verilen “Uluslararası Vergi Reformu – İkinci Sütun Modeli Kuralları -TMS 12’ye İlişkin Değişiklikler” (International Tax Reform-Pillar Two Model Rules-Amendments to IAS 12) başlıklı 13.09.2023 tarih ve 75935942-050.01.04 – (01/19078) sayılı karar 19.09.2023 tarih ve 32314 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. 

02.08.2024 tarihli ve 32620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7524 sayılı Kanun ile OECD’nin Sütun 2 kurallarına uyum sağlamak amacıyla Türkiye vergi mevzuatına yerel ve küresel asgari kurumlar vergisi müesseseleri dahil edilmiştir.

2 Ağustos 2024 tarihinde 7524 sayılı Kanun ile yürürlüğe giren ve KVK’nın 36. maddesini takiben eklenen ek maddeler çerçevesinde, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır ve bu düzenlemeler kapsam dahilindeki Çok Uluslu İşletme gruplarının genel olarak Türkiye’de yerleşik nihai ana işletmelerine ilişkindir. Türkiye’de yürürlüğe giren yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, genel hatlarıyla OECD kurallarına uygun bir şekilde tasarlanmıştır. Bu hükümler ayrıca Türkiye’de yatırımı olan yabancı yatırımcıların Türkiye’de faaliyet gösteren şube ve/veya şirketlerini etkileyerek Türkiye’de ek vergi ve beyan yükümlülükleri getirebilecektir.

Türkiye’de kapsam dahiline giren işletmeler için, gelirin dahil edilmesi esası ve yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi 01/01/2024 tarihi itibarıyla elde edilen kazançlara uygulanacak olup, yetersiz vergilendirilen ödemeler esasına ilişkin düzenlemeler ise 01/01/2025 tarihi itibarıyla elde edilen kazançlara uygulanacaktır.

Ayrıca, KVK’ya eklenen 32/C maddesi kapsamında, kurumlar vergisi mükelleflerinin ödeyecekleri kurumlar vergisinin, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10’undan aşağı olamayacağını öngören yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması getirilmiştir.

D) Dijital Hizmet Vergisi

Dijital ekonominin vergilendirilmesine yönelik olarak küresel ölçekte kabul gören bir çözüm üretilememesi, aralarında İngiltere, Fransa, Avusturya, İtalya, İspanya ve Hindistan’ın da bulunduğu çok sayıda ülkeyi dijital ortamda sunulan çeşitli hizmetlerin vergilendirilmesine yönelik olarak dijital hizmet vergisini uygulamaya yönlendirmişti. Bu kapsamda, Türkiye’de de dijital ortamda sunulan hizmetlerin vergilendirilmesini amaçlayan “Dijital Hizmet Vergisi” 01.03.2020’den itibaren yürürlüğe girmişti.

Dijital hizmet vergisine ilişkin yükümlülüklerin süresinde yerine getirilmemesi durumunda ilgililere tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabileceği ve bu hususun Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sitesinde ilan edileceği de aynı mevzuatta düzenlenmekteydi. İlandan itibaren otuz gün içerisinde bu yükümlülüklerin hala yerine getirilmemesi durumunda hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmete yirmi dört saat içinde bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar sürecek bir erişim engeli getirileceği öngörülmekteydi. Anayasa Mahkemesi, 18.05.2023 tarih ve E.2020/11, K.2023/98 sayılı kararı ile erişim engeli yaptırımını öngören düzenlemeyi (i) yaptırımın süresiz işyeri kapatma cezası niteliğinde olması, (ii) yaptırımın sadece dijital hizmet vergisi mükellefleri bakımından uygulanmasının eşitlik ilkesine aykırı olması, (iii) erişimin engellenmesinin haberleşme hürriyetini ihlal etmesi, (iv) teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız ve ölçüsüz olması gerekçeleri ile oybirliğiyle iptal etmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Ticaret Temsilciği Ofisi tarafından 02.06.2020’de yapılan açıklamada, dijital hizmet vergisi uygulayan ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelere yönelik rekabet soruşturması başlatıldığı ifade edilmişti.

21.10.2021’de ABD, Avusturya, Fransa, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık, Sütun 1’i uygularken mevcut Tek Taraflı Önlemlere ilişkin geçiş yaklaşımını (“Tek Taraflı Önlemler Uzlaşması”) benimseme konusunda siyasi bir uzlaşıya vardı. Tek Taraflı Önlemler Uzlaşması, bahsi geçen altı ülke tarafından imzalandı ve varılan uzlaşmaya ilişkin ortak bir beyan (”21 Ekim Ortak Beyanı”) yayımlandı.

Buna göre, 01.01.2022 ile 31.12.2023 (uygulamanın daha erken yürürlüğe girmesi durumunda bu tarih) arası dönemde, diğer bir ifadeyle geçiş döneminde, tahakkuk eden dijital hizmet vergileri, izleyen yıllarda Sütun 1 kapsamında hesaplanan kurumlar vergilerinden mahsup edilebileceği belirtildi. Söz konusu tutarın üzerindeki dijital hizmet vergisi ödemeleri ise kapsama giren şirketlerin izleyen yıllarda ödeyeceği kurumlar vergilerinden mahsup edilebileceği düzenlendi. Bunun karşılığında, ABD 8 Ekim’den önceki dönemler de dahil olmak üzere, söz konusu ülkelere yönelik başlattığı ticaret soruşturması sonucunda uygulayıp, askıya aldığı ek gümrük vergilerini kaldırmaya yönelik anlaşma sağladı.

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 22.11.2021 tarihli duyuru ile, Türkiye ve ABD, dijital hizmet vergisine ilişkin olarak Tek Taraflı Önlemler Uzlaşması kapsamında geçerli olan şartların Türkiye ile ABD arasında da geçerli olacağı konusunda anlaştığını duyurdu. Sonuç olarak, Türkiye, ABD’nin Dijital Hizmetler Vergisi uygulayan 5 ülke ile vardığı uzlaşmaya dahil edildi.

Temmuz 2023’te OECD tarafından yayımlanan bildiri uyarınca Kapsayıcı Çerçeve üye ülkeleri, 01.01.2024 ve 31.12.2024 tarihleri arasında veyahut Çok Taraflı Sözleşme imzalanana kadar herhangi bir mükellefe yeni bir dijital hizmet vergisi ya da benzer nitelikte tek taraflı uygulamalardan kaçınmayı kabul etmiştir. 

E) ABD’nin Güncel Yaklaşımı

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, 20 Ocak Pazartesi günü yayınladığı başkanlık muhtırasında, OECD Sütun II Küresel Asgari Vergi anlaşmasının ABD’de “hiçbir geçerliliği veya etkisi” olmadığını ilan etmiştir. Bu kapsamda, Biden yönetiminin OECD çerçeve ülkeleri ile müzakere ettiği Ekim 2021 anlaşmasından etkili bir şekilde geri çekeceğini açıklamıştır.

2. Dijital Reklam Stopajı Uygulaması

Dijital reklam stopajı olarak da adlandırılan internet ortamında verilen reklam hizmetlerinde uygulanan stopaj düzenlemesi, Türkiye’de, dijital şirketleri vergilendirmeye yönelik getirilmiş olan bir başka düzenlemedir. 

19.12.2018 tarih ve 30630 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla, internet ortamında verilen reklam hizmetleri vergi kesintisi kapsamına alınmış ve bu hizmetlere ilişkin olarak hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın vergi kesintisi yapılacağı yönünde düzenleme getirilmiştir.

Buna göre, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden, 01.01.2019 tarihinden itibaren hizmeti verenin durumuna bağlı olarak aşağıdaki oranlarda stopaj yapılacağı düzenleme altına alınmıştır:

  • GVK’nın 94. maddesi kapsamında yapılan ödemelerde (Gerçek kişilere, dernek ve vakıflara ve 94. madde kapsamında olan diğer kişi ve kurumlara yapılan ödemeler) %15,
  • KVK’nın 15. maddesi kapsamında yapılan ödemeler (Tam mükellef kurumlara yapılan ödemeler) %0,
  • KVK’nın 30. maddesi kapsamında yapılan ödemeler (Dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler) %15.

Hal böyle olmakla birlikte, anılan vergi kesintisinin bu geliri elde eden dar mükellef şirketlerin ticari kazancına ilişkin bir vergilendirme olduğu ve bu sebeple anılan vergilendirmenin, Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili diğer ülkeler arasında akdedilen

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile vergi sorumlusu sıfatıyla vergiyi ödeyen mükelleflerce, ödenen vergilerin iptali ve iadesi talebi ile dava yoluna başvurulmaktadır. Söz konusu davalar ilk derece ve istinaf mahkemeleri kararları kapsamında mükellef lehine seyretse de, Danıştay’ın “websitelerinin işyeri teşkil ettiği” yönündeki yaklaşımı sebebiyle davaların mükellef aleyhine sürdüğü bilinmektedir.

3. E-Ticaret Platformları Aracılığıyla Gerçekleşen Ödemelerde Stopaj

7524 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, 6563 sayılı Kanun kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler üzerinden tevkifat yapmakla yükümlü kılınmıştır.

Anılan tevkifat oranı, 9284 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %1 olarak belirlenmiştir. Karar, 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Anılan düzenlemenin özünde e-ticaret platformları üzerinden yapılan elektronik ticareti hedeflemektedir. Daha sonrasında tanınan mahsup imkanı da dikkate alındığında, söz konusu tevkifatın bir vergi güvenlik müessesesi olarak öngörüldüğü ve idare açısından bir erken tahsilat imkanı tanındığı söylenebilir. Bununla birlikte, satıcı üzerinde efektif bir vergi yükü oluşup oluşmadığının satıcının vergi pozisyonuna göre (kârda veya zararda olması durumuna göre) değerlendirilmesi gerekir.

4. Kripto Varlıkların Vergilendirilmesi

Kripto varlıklar, kayıtların dağıtık ve merkeziyetsiz olarak tutulmasına imkân veren dağıtık defter teknolojileri uygulamalarından biri olarak karşımıza çıkar. Kripto varlıkların farklı kullanım amaçları göz önünde bulundurulduğunda farklı hukuk sistemlerinde hukuki niteliklerinin farklı şekilde belirlendiği görülür.

Ülkemizde kripto varlıklara ilişkin yapılan ilk düzenleme olan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından hazırlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) 30.04.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik m.3 uyarınca, kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar olarak tanımlanır. 

Söz konusu düzenleme sadece “ödemeler için kullanılacak yöntem ve araçları belirleme” amacıyla sınırlı olarak getirilmiş bir düzenlemedir. Yine, Mali Suçları Araştırma Kurulu tarafından yayımlanan Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları için Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Yükümlülüklere İlişkin Temel Esaslar Rehberi’nde de aynı tanıma yer verildiği görülür. 

Ayrıca, mahkemelerce yapılan bir diğer kripto varlık tanımı, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19.4.2021 tarihli ve E.2021/586, K.2021/675 sayılı kararı ile kripto varlıkların emtia veya menkul kıymet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bir çeşit dijital döviz veya sanal para olarak kabul edildiği, dolayısıyla haczedilebileceği yönünde hüküm tesis edilmiştir.

Gelinen aşamada, Türkiye’de kripto varlıklar üzerinden elde edilen kazançların özellikle ticari faaliyet kapsamında kazanç elde etmeyen gerçek kişiler tarafından nasıl vergilendirileceği konusunda vergi mevzuatında özel bir düzenleme bulunmamaktadır. 

02.07.2024 tarihinde yürürlüğe giren 7518 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile “kripto varlık” tanımı yapılmıştır ve Yönetmelik ve MASAK rehberleri ile paralel şekilde kripto varlık “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak elektronik olarak oluşturulup saklanabilen, dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan ve değer veya hak ifade edebilen gayri maddi varlıklar” olarak tanımlanmıştır. Söz konusu kanun ile kripto varlık hizmet sağlayıcılar, kripto varlık platformlarının faaliyetleri, kripto varlıkların saklanması, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin alınması şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.

Kripto varlıkların vergi mevzuatı açısından da “gayri maddi varlık” olarak benimsenmesi halinde, bu düzenlemenin Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 70. maddesindeki tanıma eklenmesi söz konusu olabilir. Bu durumda bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanların GVK mükerrer m. 80 uyarınca değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi söz konusu olabilir. Ancak henüz bu yönde bir vergi düzenlemesi mevcut değildir.

Bülteni pdf formatında indirmek için tıklayınız.

Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.

Diğer İçerikler

2024 Yılı Vergi Hukuku Mevzuatına İlişkin Anayasa Mahkemesi ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararları
Yayınlar
2024 Yılı Vergi Hukuku Mevzuatına İlişkin Anayasa Mahkemesi ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararları

Yazarlar: Av. Canan Doksat, Av. Beyza Günsel Sürücü, Stj. Av. İpek Ertem, Stj. Av. Ömer Karakaya

Vergi Hukuku 09.01.2025
7524 sayılı Kanun ile Getirilen Önemli Vergisel Değişiklikler
Yayınlar
7524 sayılı Kanun ile Getirilen Önemli Vergisel Değişiklikler

Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (7524 sayılı Kanun) 02.08.2024 tarihli ve 32620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı. Uzun süredir beklenen ve vergi gündeminde yer alan yeni vergi paketi, birçok vergi kanununda değişiklik yapan...

Vergi Hukuku 02.08.2024
Dijital Ekonominin Vergilendirilmesine İlişkin Yıllık Vergi Hukuku Bülteni 2023
Yayınlar
Dijital Ekonominin Vergilendirilmesine İlişkin Yıllık Vergi Hukuku Bülteni 2023

Yazarlar: Av. Canan Doksat, Av. Beyza Günsel Sürücü, Av. Tunahan Sefa Aydın

Vergi Hukuku 30.01.2024
2023 Yılı Vergi Hukuku Mevzuatına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararları
Yayınlar
2023 Yılı Vergi Hukuku Mevzuatına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararları

Yazarlar: Av. Canan Doksat, Av. Beyza Günsel Sürücü, Av. Tunahan Sefa Aydın, Stj. Av. Elvan Galatalı

Vergi Hukuku 20.12.2023
Dijital Ekonominin Vergilendirilmesine İlişkin Yıllık Vergi Hukuku Bülteni 2022
Yayınlar
Dijital Ekonominin Vergilendirilmesine İlişkin Yıllık Vergi Hukuku Bülteni 2022

Yazarlar: Av. Canan Doksat, Av. Beyza Günsel Sürücü

Vergi Hukuku 15.12.2022

Yaratıcı hukuk çözümleri için iletişime geçin.